Ağaç Kadın

1901’den itibaren yapılan Nobel Ödülleri’nde bugüne kadar 896 kişi ödül aldı ve bunların sadece 49’u kadın… Adaletsizliğin kadınlar üzerinden yayıldığı dünyamızda, insanlığın gelişiminin gerçekleşmesini nasıl bekleyebiliriz ki? Bu soruya karşı cevaplardan bir tanesi Wangari Maathai, nam-ı diğer “Ağaç Kadın”

Wangari Maathai, 2004 yılında “Ekoloji” alanındaki çalışması ile Afrika’dan Nobel Ödülü alan ilk kadın ve çevreci oldu. 2004 yılına kadar beklenmesi çok acı olsa da, sebepleri hepimiz tarafından biliniyor sanırım. Wangari Maathai’nin geç de olsa bu ödüle layık görülmesinin sebepleri neydi peki?

1940 yılında Kenya’nın kırsal bir kesiminde doğduğunda, bir mücadele için dünyaya geldiğini bilmiyordu. Herkesin olduğu gibi onun da dünyaya gelişinin bir amacı vardı. Ancak, onun şartları çoğumuza göre daha zordu. İmkansızlıklarla dolu bir ortamda, halkı su ve yiyecek bulmakta zorlanırken, o bütün bunlara çare olarak doğmuştu sanki. İşte tam da bu yüzden, hayat mücadelesine okul yıllarından itibaren yenilerini eklemeye başladı. Pittsburgh Üniversitesi’nde Biyoloji alanında yüksek lisansını yaparken ilk kez çevreci hareketlerle tanıştı. Kenya’ya döndüğünde, çalışması gereken pozisyona başkasının atandığını öğrenince, bunun cinsiyeti ve etnik kökeni yüzünden olduğunu düşündü. Haklıydı da. 1971 yılında Veterinerlik Anatomisi üzerine doktorasını alınca, bu unvana sahip ilk Doğu Afrikalı kadın oldu. İlkleri yaşamayı ve yaşatmayı seviyordu Maathai.

Maathai, 1981 ile 1987 yılları arasında başkanlığını yaptığı Kenya Ulusal Kadın Konseyi’nin öncülüğünde, “Toplum Kökenli Ağaç Dikimi” düşüncesine yoğunlaşarak, “Yeşil Kemer Hareketi”ni kurdu. Hareketin amacı; ağaç dikerek yoksulluğu azaltmak ve çevreyi korumaktı. Başlattığı bu hareket için seminerler vererek, herkese ne yapılması gerektiğini anlattı. Ağaçların büyürken insanların zihinlerini değiştireceğine inanan “Ağaç Kadın”, bu hareketin fakir halkı için gelir kaynağı olacağını düşündü. Bir kadın için fazla özgür olduğunu savunan çoğunluğa karşı, onun gibi olmak isteyen, arkasında dimdik duranlar da vardı. Kenyalı bir başka kadın arkasından şunu söylemişti: “Wangari bana bir şey için savaşıyorsam onu kazanabileceğime dair gücüm olduğunu gösterdi. İki seçenek vardır: Ya bunu başarırım ya ölürüm.” Bu sözler bir kadının dünyayı değiştireceğine kanıt olacak niteliktedir.

Yerel liderlerin desteğini de alarak doğaya savaş açanlara karşı mücadele etti. 2005 yılında Afrika’nın Ekonomik Birliği, Sosyal ve Kültürel Konseyi ilk başkanı oldu. Ayrıca, kendisi ile aynı amaca hizmet eden bir grup ile Nobel Kadın İnsiyatifi’ni kurarak Dünya Kadın Hakları için yapılan çalışmalara destek verdi. Onu bu denli bilinir yapan, halkına ve kuraklaşan dünyaya “otuz yılın sonunda otuz milyon ağaç” dikerek en güzel hediyeyi vermesi oldu. Yaşadığı ortamda kadına verilen değersizliği görmezden gelerek, yaptığı baskıların ve verdiği mücadelelerin sonucunda, yeşil bir dünya bıraktı geriye…

 

Önceki İçerikİK’nın Yapay Zekası
Sonraki İçerikO Benim Dünyam!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Must Read