Ana SayfaDİŞİTAL SESLERKarantina Biter Ama Karartina* Asla

Karantina Biter Ama Karartina* Asla

*Yazıda kullanılan “karartina” kelimesi, 08.06.2020 tarihinde yayınlanan Çok Güzel Hareketler Bunlar 2 programına ait 49.Bölümün isminden alıntıdır.

Süreci uzun uzun anlatmaya gerek duymuyorum. Hatırlatmaya ise hiç… Malum hala karantina içindeyiz. En azından ben, sen o, biz, siz, onlar. Peki ya “karaRtina”? Bence karantina biter, ama karaRtina asla!

Karantinada yaşanan içe dönüşler, dışa patlamalar, farkındalıklar, isyanlar, maziyi kurcalamalar, maziye gömmeler, özlemler, bıkkınlıklar…saymakla bitmeyecek duygu selleri içinde boğulmadan hayata tutunanların birçoğu “karar” vererek rahat bir nefes aldı sanırım.

Karar verme, hayatımızın yol haritası evet, karar vermediğim bir anı hatırlamıyorum. En basit haliyle sabah uyandığımızda “duş alsam mı” ile başlayıp, (yakın zamana kadar) “ne giysem” ile devam eden, (son günlerde) “bugün ne pişirsem”lerle ağlarını ören uçsuz bucaksız bir yol haritası. İnişli, çıkışlı, ağlamalı, gülmeli, mücadeleli, yorulmalı ama hep yarını düşleyen, umut dolu bir yolculuk için verilen kararlarla dolu bir yol haritası.

Günlük hayatımızı devam ettirebilmek için verdiğimiz kararlarımızın, çoğu zaman farkında bile değilizdir. Ama ömrümüz için verilen kararlar öyle mi ya? Ömür yolumuzda mihenk taşı niteliğinde olan kararlarımız var ki unutmak ne mümkün! Bazen öyle bir karar verir ki insan, karar bir balyoz olup saat başı başımıza vurur; bazen de salıncak olup alır bizi havalara uçurur. Ama karar karardır, verilmiştir bir kere. Her daim kendisiyle barışık olmak gerekir.

Bazen de başkası senin yerine karar verir, hayatın tadına doyulmaz anlarındandır bunlar; sonuç iyiyse verilen karara bağlanıp uçarsın, yok değilse “Ama böyle mi karar verilir yahu” deyip kaçarsın. Çünkü verilen her kararda, nur topu gibi bir sorumluluğumuz olur. Kararın büyüklüğüne göre getirdiği sorumluluk da malumunuz büyüktür. Bu yüzden karar vermek zor iştir, cesaret gerektirir.

Asıl can sıkıcı olan karar verme anıdır zaten. “Amaan şimdi sırası değil” deyip canınızı sıkan bu anları bir yerlere tıkıştırabiliriz. Hatta onları aklımızın en ücra köşelerine atıp rahat rutinimize devam edebiliriz. Biz rutinimizdeki dengelerden beslenirken, hapsettiğimiz karar verme anları da rutinimizden beslenir. Tam rahat bir nefes aldığımızı düşündüğümüz bir anda, kafese kapatmış olduğumuz vahşi karar anları, demirleri yumruklamaya başlar. Biz mi onları esir almışızdır, onlar mı bizi bilinmez. Kurtulmak için o kararı vermemiz gerekir. Bir anda kafesi açıp kararımızı salıveririz “Oh dünya varmış”. Ama öyle hemen rahat bir nefes almak yok! Şimdi de gelmesi en korkulan duygu beklenir “pişmanlık”. Genellikle alelacele verilen kararlardan çok kısa bir süre sonra ortaya çıkar ve çok can yakar. O da, aynı sorumluluk gibi kararın büyüklüğüne göre tepemize biner ve bazen ömür boyu inmez. Bazen de yıllar sonra kendiliğinden ortadan kaybolur.

Uzun düşünmeli karar verme anları ise bazen yol arkadaşımızdır. Bile bile karar vermek istemeyiz belki de. Bunlar sonuçlarını az çok tahmin ettiğimiz yol ayrımlarıdır. Karar vermeden, vermiş gibi yapıp, olabilecek ihtimalleri düşünmek hoşumuza gider. Sonunda ne sorumluluk var ne de pişmanlık. MİS gibi “Arttırılmış Gerçeklik”, MIŞ gibi yaşanmışlık.

Şu ihtimal ise bizi bizden alır “Ben karar vermesem de, o kendiliğinden olsa ha? Olmuyo mu öyle?” Yok kardeşim, ben daha öyle bir dünyaya uyanmadım. Önünde sonunda o karar verilecek ve sorumluluk mu pişmanlık mı, yoksa her ikisi birden mi koltuğunun altına alınıp yola devam edilecek!

Hayatımız verdiğimiz kararlarla yol alırken bir anda karantinaya tosladık işte. Hep beraber tosladığımız için kimse, kimsenin kararına göz süzemedi. Zaten bir süre bizim adımıza kararlar verildi. “Benim yerime karar veremezsin” veya “Bu ne biçim karar” bile diyemedik, o derece global kararlardı. Olayın ciddiyeti ve gidişatı netleştikçe, çabuk karar verebilenler hemen kararlarını verdiler ve yol haritalarında ani birer dönüş yaptılar. Bu durum karar verme şansı olmayanları üzdü, şansı olup kararsız olanları da daha çok düşündürdü. Böylece hepimiz bir karantinadan “karaRtina”ya evrilmiş olduk.

KaraRtina sayesinde;

  • Ben, kâh ağlamalı kâh pişmanlıklı geçen işten ayrılışımın ikinci senesinde, bunun çok iyi bir karar olduğuna sonunda (!) karar verdim. Bir de çok genç yaşta kaybettiğimiz canım arkadaşımdan sonra, ani bir kararla şehir yaşamına alternatif olarak inşa ettiğimiz yaban hayatımızın, çok iyi bir karar olduğuna bir kez daha karar verdim.
  • Eşim, çalışma hayatı dışında da alternatif bir hayat sürdürebileceğine kanaat etti. Artık kararını da verebilir rahatça herhalde. Ayrıca kadınların “cinsiyet eşitliği” ve “ev içi hizmet” konularında haklı bir mücadele verdiklerine hak verip sorumluluk almaya karar verdi. Bir de hiç sevmediği halde nar yemeye karar verdi, onu henüz anlayamadım ama şu anlık üzerinde durmamaya karar verdim.
  • Kayınvalidem, torunlarından ayrı bir yerde karantinada kalınca yorulduğunu kabullenip dinlenmeye karar verdi.
  • Kayınpederim, yıllarca titizliği yüzünden ona laf edenlere inat, ne kadar haklı olduğuna bir kez daha karar verdi.
  • Kaynım tek kişilik hayatı içinde yemek yapmanın kolay bir iş olduğuna, görümcem ise boy boy çocuklu hayatında mutfağın, insanı içine içine çeken dipsiz bir kuyu olduğuna karar verdi.
  • Kardeşim karantinadan önce güvenli bir yerde olmanın verdiği gururla şanslı olduğuna karar verdi, annemse karantinada evde tek başına olmanın hayalini kurarken kardeşimin çocuklarına bakma görevine devam ederek “her işte bir hayır vardır” demeye karar verdi.
  • Kuzenim, çocuk bakımı konusunda annesiyle çatışma yaşamak istemediğinden “Ben tek başıma hallederim” kararını annesine açıklamak için eve çağırdığı gün karantina olunca, çocuğu anneannesine teslim edip rahat bir nefes alma kararı verdi.
  • Kimileri iş değiştirmeye, kimileri evden çalışmaya karar verdi. Kimileri ise sağlığı için evde kalmaya karar verdiği için işten çıkarılmasına karar verildiğine lanet etmeye karar verdi.
  • Bazılarımız İstanbul’da yaşanamayacağına “kesin” karar verdi, bazılarımız ise İstanbul’u terk etmenin dayanılmaz hafifliğini şimdilik hayallerinde yaşamaya karar verdi.
  • Birçoğumuz daha az harcayarak minimal bir hayat yaşanabileceğine karar verdi, çoğunluğumuz ise evde kaldığı sürede sürekli internetten alışveriş yaparak daha az harcadığına inanmaya karar verdi.
  • Neredeyse herkes içindeki yaratıcılığı çıkarmak için tam da karantina gibi bir şey beklediğine karar vererek yazıp çizmeye, yapıp üretmeye, üretip paylaşmaya karar verdi.
  • Birçok 12.sınıf öğrencisi üniversite sınavına girmemeye karar verdi, ne yazık ki tüm 8.sınıf öğrencilerinin adına hep yetişkinler karar verdi.
  • Sağlık Bakanlığı ülke sağlığı için doğru kararlar verdi ama birileri (!) bu kararları tek başına vermemesi gerektiğine karar vererek kendisi tek(!) başına kararlar verdi.

Sonuç olarak hepimiz sağlıklı yaşamaya karar verdik. Umarım!

 

 

Görsel, cottonbro adlı kişinin Pexels‘daki fotoğrafıdır.

Dijital Topuklar’da yazılan yazılar, yazarın bakış açısı ve fikirlerini yansıtmakta olup, Dijital Topuklar’ın görüşlerini temsil etmeyebilir.

3 YORUMLAR

  1. Yazının içinde herkese dair bişeyler var hele bana dair çok şey… Kararları küçükken büyükler verdi.. Ama iyi ama kötü… Mesela abim benim ortaokul için sınava girmeme karar verdi nasıl olsa kazanamayacakmışım…. Evet mutfak kesinlikle dipsiz bir kuyuu.. Harikasınızzzz Elif hanım…

  2. Bu yazıyı okuyunca hepimizden birşeyler barındırdığını gördüm. Ben de daha evcil bir yaşama geçmeye karar verdim. Daha sakin, daha sağlıklı, daha huzurlu, daha home office daha daha daha…..

Tülay için bir cevap yazın İptal

Please enter your comment!
Please enter your name here

Must Read