Ana SayfaİÇERİK KRALİÇESİAlkali Oldum Ben Anne!

Alkali Oldum Ben Anne!

Ayın İçerik Kraliçesi’nin Mayıs 2018 konuğu, beslenme konusunda farklı bir bakış açısıyla ortaya koyduğu içerikleriyle dikkat çeken Gözde Aral Ocak.

Gözde, sen kimsin?
Ben, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunu olup, 2005 yılından beri Drama öğretmenliği yapmış, kitap çevirmiş, kurumsal eğitimler vermiş, (önümüzdeki aylarda basılacak olan) bir resimli çocuk kitabı yazmış, çiğ beslenme eğitimi almış; ve ömrü boyunca “Sevdiğim işi yapıyorum, bir de üstüne para veriyorlar” hissini kaybetmeyecek şekilde çalışmayı düstur edinmiş bir birisiyim.

Alkali nedir ve sen neden alkali oldun?
Aslında bizzat ben “alkali” değilim, beslenme şeklim alkali. Instagram hesabına isim seçerken 350 takipçiyi aşabileceğini öngörmemenin sonuçları işte bunlar!

Son 10-12 yıldır beslenme üzerine okuyup araştırıp, farklı beslenme şekillerini deneyimleyerek nihai kararımı alkali beslenmeden yana verdim. Çünkü sanıldığından çok daha esnek, uygulanabilir ve sağlıklı bir beslenme şekli. Yıldırmıyor, bezdirmiyor. Aralarda sapıtsam da, 10 aydır temiz beslenme benim normalim.
Buna nasıl karar verdiğime gelince; geçen sene bahar başında bağışıklığımın çökmesiyle, alerjiden enfeksiyona bir süre hastalıklardan kurtulamadım. Yaz başında bir de vertigo atlattım. O dönemde yakın çevremden gelen iki kanser ve bir kalp krizi haberi de üzerine mum dikti. “3 yaşındaki oğlumun sağlıklı bir anneye ihtiyacı var, artık kendime daha iyi bakacağım ben” dedim, ve olaylar gelişti.

Alkali olmadan önceki hayat nasıldı?
Cheesecake’ten kaldırdığım kafamı profiterole gömüyordum! Şaka değil. Tüm günü tatlıyla geçirebilecek bir potansiyelim var. Beni tanıyan herkes yumuşak karnımın tatlı olduğunu bilir. Onun dışında yemekle ilgili büyük bir derdim yoktu. Ekmek zaten yemezdim. Paketli gıda, meşrubat, tavuk senelerdir tüketmiyordum. Özetle, genel anlamda kötü şeyler yemeyen, ama yapıldığı gün 1 tencere aşureyi bitirerek midesini bozabilen bir şuursuzdum.

Seni kimler, neden takip ediyorlar?
@blogcuanne takip etmiyor mesela. Neden bilmiyorum 🙂 Takip edenlere gelince, Instagram verilerine göre %90’ı kadınlardan oluşan bir grup. Sanılanın aksine, sağlıklı beslenme mevzularına kafa yoranların yanında, karışık kızartmaya ekmek banarken beni okuyanlar da var. Zira ömür kereviz sapı kemirerek geçmeyeceği gibi, ben de sadece “alkali” değilim. Çokça gözlem yapan, ayrıntılara takılan, bol bol serbest çağrışan, gülmeyi seven, ve kendini en çok yazarak-ama upuzun yazarak-ifade eden bir kadınım. Bu enerjiyi sevenler takip ediyor beni.

Sebze suyu sıkıcı değil mi? Gerçekten 🙂
İki gözüm önüme aksın ki değil! Ve hatta bir süre içmediğimde eksikliğini hissediyorum. Bayağı seviyorum namussuzu! Yani evet, eskiden de sebze seven biriydim ama böyle de değildim. Zamanla evrildim. Sırf alkali besleneyim diye bardak bardak sebze suyu içerek başlamadım bu işe. Hatta ilk 3 ay sırf üşendiğimden sebze sıkmadım. Kimseye de küt diye her şeyi bir anda yapmayı önermiyorum. Sindire sindire bedeni alıştırmak ve alışkanlığa dönüştürmek asıl mesele. Bende olan tam da bu. Hep dediğim gibi, Everest’ten önce evin önündeki dik yokuşu mu tırmansak?

Sen kimleri takip ediyorsun?
Zeki, eğlenceli, ufkumu açan, ilham veren, ve sıradan olmayanları…

Bir gün mazallah Instagram’ın başına bir şey gelse en çok Hande’yi (@hihieved) okuyamayacağıma üzülürüm. Şu mecrada açık ara en sevdiğim, takip etmeye başladığımda “neden daha önce bilmiyordum ben bu kızı” diye hayıflandığım, dünya tatlısı kadının, şahane hesabı. Hastasıyım.

Hamileliğim sırasında keşfettiğim ve belki de hayatımda ilk defa düzenli blog takip etmeme vesile olan @blogcuanne’yi (merhaba Elif, bak yine sen!) de hemen hiç kaçırmadan blogdan, Facebook’tan veya Instagram’dan okuyorum. Çok düzgün, ve çok tatlı bulduğum güzel kadınlardan biri o.

@nilkaraibrahimgil var bir de, o da senelerdir “Ya arkadaşım olsa kesin çok eğlenirdik” ve “Vay be ne güzel şeyler yapıyor kadın” kategorisinde listebaşı.

Daha onlarca sevdiğim kadın (ya evet, çoğunlukla kadınlarla derdim) var buralarda ama hangisini yazsam bir diğerine ayıp ederim. Bu en “influencer”lar ismen görünsün, diğerleri zaten kendilerini bilirler.

İçeriklerini neye göre belirliyorsun?
Hayata…

Hesabı açtığımdan beri profilimin demirbaşı şu cümle: “Biraz günlük, biraz motivasyon, biraz da blog, #yersen.”

Başıma ne geliyorsa, canım ne istiyorsa, içime ne siniyorsa onu yazıyorum. Kimseyi memnun etme, kimseye hitap etme gibi bir kaygım yok. Ben neysem oyum, beğenen okur, beğenmeyen unfarov 🙂

Hesabın ve içeriğin için uzun vadeli planların, hedeflerin neler?
Bu hesap, adından da anlaşılacağı üzere (insan annesine hitaben hesap adı alır mı ya?), başından beri pek öyle hesaplı kitaplı bir oluşum olmadı. Olageldiği gibi gitsin istiyorum sadece. Zorlamasız, olduğu kadar-ve bittabi olmadı kader:)

Ben hazırlıktan üniversiteye kadar günlük tuttum. Sonrasında sözlükte, msn space’te, blogda (daha buralar dutlukken blog yazardım ama erken bıraktım onu), Facebook’ta ve sonunda Instagram’da yazdım. Sanki ben hep yazıyormuşum da, tüm bu mecralar elimin altından kayıyormuş gibi…

Geçmişimi anımsayabilmeyi önemsiyorum. Tüm bunlar bir nevi Memento benim için. İnsana adını başkaları hatırlatır. Ve insan unutur, hatırlatılmazsa… Bu hesap da bu yolda bir araç sadece. O nedenle büyük kalkınma planlarım yok. Instagram’ın yazdığım diğer mecralardan farkı, yazdıklarımı okuyanların sayısının epey artmış olması. Bir de tabii okuyanlarla birbirlerimizin hayatlarına dokunuyor olmamız. Bu samimiyet bana çok iyi geliyor ve yüzümü güldürüyor. “E aynı Instagram’daki gibiymişsiniz Gözdeaanım!” benim için en güzel geribildirim. Bunu kaybetmemeyi umuyorum. En büyük hedefim budur.

Alkalik.com
Instagram.com/AlkaliOldumBenAnne
Facebook.com/AlkaliOldumBenAnne

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Must Read