12 yaşındayken ailesiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden İlhan Omar, geçen seneki ara seçimlerde Demokrat Parti’den milletvekili seçilerek ABD Kongresi’ndeki ilk başörtülü üye oldu. Trump’ın sert eleştirileri sonrası hedef gösterildi, ölüm tehditleri aldı ancak hala büyük bir hevesle demokrasiye hizmet etmeye devam ediyor.
1982 yılında yedi kardeşin en küçüğü olarak Somali’de doğan İlhan Omar, iç savaş nedeniyle sekiz yaşındayken ailesiyle birlikte ülkeden ayrıldı. Kenya’daki bir mülteci kampında dört yıl geçirdikten sonra ABD’ye gelen Omar ailesi, 1997’de Minneapolis’e taşındı. Annesini iki yaşındayken kaybeden Omar, babası ve dedesi tarafından yetiştirildi. Siyasete yönelmesindeki en büyük etkenlerden birinin dedesi olduğu biliniyor.
Burada büyüdüğü yıllarda ayrımcılığa ve zorbalığa maruz kalan İlhan Omar, lise yıllarında da sesini yükselten bir öğrenciydi, öğrenci organizasyonlarında görev almıştı. 17 yaşına geldiğinde Amerikan vatandaşı oldu ve daha sonra North Dakota Eyalet Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler okudu.
Üniversiteden sonra yerel topluluk için beslenme eğiticisi ve sosyal yardım koordinatörü olarak çalıştı. Bu sırada yerel politikacılarla da bağlantılar kurdu ve Eyalet Senatosu için yapılan seçimlerde bazı demokrat politikacılar için kampanyalar yürüttü. Belediye meclislerinden kongrelere katılmaması yönünde uyarılar aldı, ayrımcılığa maruz kaldı ama hiçbir zaman çalışmalarını yürütmekten geri durmadı. “Kadınları Organize Eden Kadınlar” ağında politika girişimleri direktörü olarak görev yaptı ve Doğu Afrika’dan gelen kadınların sivil ve siyasi liderlik rollerini üstlenmelerini savundu. 2016’da Minneapolis’te Temsilciler Meclisi yarışında erkek rakiplerini geride bırakan Omar, genel seçimleri kazandı ve ABD’deki ilk Somalili milletvekili oldu. Ayrıca aynı yıl seçimi kazanan Rashida Tlaib ile birlikte Temsilciler Meclisi’nde yer alan ilk Müslüman kadınlar oldular.
Seçildiği zamandan beri İlhan Omar, öğrenci bursları, sağlık ve insan hakları konularında pek çok başarılı kampanyaya imza attı. LGBT haklarını savundu, en çok da göçmen politikaları üzerinde konuştu. Aynı zamanda söylediği sözlerle Donald Trump da dahil olmak üzere pek çok kişiyi kızdırdı ve buna bağlı olarak da hedef gösterildi, ölüm tehditleri aldı. İsrail’in Filistin’e yönelik politikalarını eleştirdiği için İsrail’e girişi yasaklandı. Başkan Trump da açıkça İsrail’e, Rashida Tlaib ve Ilhan Omar’ın ülkeyi ziyaret etmelerini yasaklaması çağrısı yapmıştı. Trump’ın daha önce Omar için ‘Doğdukları ülkeye gitsinler’ dediği de biliniyor. Omar ise Trump’ın göç politikalarına karşı çıkan politikacılar arasında, özellikle Göç ve Muhafaza Kurumu’nun kapatılması için çağrılarda bulunuyor.
Başkan’ın doğrudan hedef göstermesine rağmen provokatör bir aktivist olarak doğru bildiği yoldan şaşmayacağını defalarca ifade eden İlhan Omar, yalnızca ABD’de yaşayan Somalili Müslümanlara değil, kendisine ‘buraya ait değilsin’ denilen her kadına ilham olmaya devam edecek. “Toplumda ortaya çıkıp kendimi gösterme biçimim, kim olduğumu tanımlamalı” diyor Omar, “ve ben kendime inanıyorum, yaptığım işe inanıyorum.”
♦