Ana SayfaİÇERİK KRALİÇESİMecburen sağlıklı: Glutensiz Dünya

Mecburen sağlıklı: Glutensiz Dünya

Daha sağlıklı bir beslenme düzeni geliştirmek onu baş edilemez sandığı hastalıklardan uzaklaştırdı, kullandığı yöntemler ve paylaşımları da binlerce insana ilham oldu. Bu ayki İçerik Kraliçemiz Glutensizdunya.com’un kurucusu Glutensiz Merih!

 

Glutensiz Merih kimdir? Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Bir türlü samimiyetsizliğine alışamadığı kurumsal hayatta geçen 15 sene ardından, eklem ağrıları önce diline sonra eline vurmuş, evde sevdiceklerine yaptığı amatör tarifleri yazmak gayesiyle yola çıkıp kendini deniz suyu içmek/EMF/sarımsaklı öksürük yağı anlatırken bulmuş bir “aykırı” beşerim. Çoğu kişi çocuğu için çıkar yola; oysa ben, kendim için çıktım. Bencilliğimden değil elbet… Mecburiyetten. Profilde belirttiğim üzere; ‘bir yufka yürek at sineği.’

glutensizdunya.com web sitesi nasıl ortaya çıktı? Ne zamandır var?

GDC (GlutensizDünyaCom), yaklaşık 2 senedir var. Ender görülen bir tür iltihaplı romatizmanın (ankilozan spondilit) teşhisi için, elinde dosyalar dolusu MR ve röntgenlerle, 10 yıl boyunca çalmadık kapı bırakmamış, alanında en iyi ortopedistlere gitmiş, akla zarar ameliyat önerileriyle sarsılmış, ayakta nasıl durduğuna hayret edilmiş, iş yerinde tüm gün bilgisayar başında, bazı anlar acıdan gözler yaşararak çalışmaya gayret etmiş, dolayısıyla hamileliğe yıllarca cesaret edememiş ve nihayetinde “aşk belki; ama asıl dert söyletir” sözünün temsilcisi olmuş, ev hayatına adapte olmaya çalışırken beslenme konusunda aldığı kararların müspet etkilerini paylaşmaktan keyif alarak yazmaya başlamış biriyim.

Sosyal medyada, özel hayatımda da hiç aktif olmadım; kişisel bir Instagram hesabım hiç olmadı örneğin, Facebook vb. ise aşırı bunaltıyor beni. GDC için olan hesabı da sonradan açtım, bloga yazmaya üşendiğim için. Doğruya doğru.

Instagram deneyiminiz nasıl gelişti? Yüzlerce sağlıklı beslenme ve yemek tarifi içeriklerinin arasında öne çıkmanızı sağlayan şey sizce neydi?

GDC, belki %30 glutensiz tarif içeriyorken kalan kısmı bambaşka konular. Duvara çarpa çarpa veya düşe kalka tecrübe ettiklerim, çok sevdiklerim, deneyip fayda görüp hayret ettiklerim, bazen haşin bulunan veya fazla “dobra” diye firmaların sevmediği eleştirel yazılar, kereviz veya kırmızı pancarla puding denemeleri ve daha mühim, kutusu açılmamış konular… Hatta bazıları epey dertli konular, EMF (Elektromanyetik alan) gibi…

Aslında takip edenlere sormak lazım; neden okuyorsunuz, sıkılmıyor musunuz uzuuun ve bazen atarlı yazılardan diye. Eski değil eskimeyen takipçilerim (IGdaşlarım) bilirler, etkin okuma testleri yaparım arada, yazıya bir şeyler serpiştiririm. Şaşırmayı seviyorlar belki.

Dile getirirsem hoşa gitmez mi, tepki mi alır, okuyan bunalır mı diye çekinmeden ve “sponsorsuz” yazdığım için belki de dikkat çekti. Yaraya tuz bastığım için belki… Sormaya, düşünmeye teşvik ettiğim için belki…

Takipçilerinizden sıklıkla ne tür dönüşler alıyorsunuz?

Bazı yazılar, çocuklar için bilhassa detoks tüyoları içerenler, enteresan sıkıntılara parmak basıyor. Hemen hepsi, ailemle, başımıza geldiği için deneyerek fayda sağladığımız ve herkes bilsin istediğim konular. Dünya tatlısı mesajlar geliyor, günümü aydınlatıyor, şükür.

Ciddi rahatsızlıklarla geçen zamanlardan sonra öğrendiklerinizi paylaşmak için içerik üretmeye başlamışsınız. Diğer sorumluluklarınızın yanında böyle bir işe gönül vermiş olmak nasıl bir deneyim, zorlukları neler?

Gündüz hiç zamanım olmuyor. Ve yazıların çoğu, eğer glutensiz tarif değilse ciddi araştırma gerektiriyor. Geceleri, uyumam gereken geç saatlerde okuyup yazabiliyorum. Melatonine inat! Oysa doğal detoks için en kritik saatler onlar. Ama yazmanın da tadı apayrı. Sahne tozu yutmak gibi sanki…

Fakat sorun şu ki bana sağlıkla alakalı sorular geliyor: Tahlil sonucunu gönderenler, detoks esnasında yaşadıkları sıkıntıları iletip bir yol arayanlar, ilaç danışanlar! Oysa bu çok riskli! Manipülasyona öyle açık ve savunmasız bir alan ki çok üzülüyorum. Bu güvene minnettarım ama öyle olmamalı. Bir doktor dahi uzaktan, klinik bulguları dikkate almaksızın yorum yapmayacakken, hep söylüyorum “hastalık yok hasta var” iken bunu tehlikeli buluyorum ve yazılarımda sıkça hatırlatıyorum: Merih size tavsiye vermez, verEmez!

İçeriklerinizi aktif ve düzenli olarak üretip paylaşabilmek için nasıl bir rutin uyguluyorsunuz?

Planlı asla ilerlemedim. Bence hesabımın sırrı burada. Bir daha yazacağımın garantisi asla olmadı. Son gönderiyi 3 hafta evvel yayınladım mesela.

Asla bir içerik belirlemek için çaba sarf etmiyorum. Sık iletişim olsun, hesap unutulmasın derdim hiç olmadı. 6 veya 60 bin olmasını da önemsemiyorum. Buradan bir beklentim yok çünkü. Çok özel insanlarla karşılaştım burada; öyle naif, öyle sevecen, öyle gösterişsiz ama samimi… Kazancım budur.

Evet haftalarca uğraştığım bir yazıyı az kişi beğenince bir burukluk oluyor; çünkü sessiz ama çok yakından takip edenlerin varlığını biliyorum. Ve bu, sesim eko yapar gibi hissettiriyor bazen, boşluğa konuşur gibi… Ama sonra diyorum ki bir elin parmağını geçmese bile bu sayı, takdir edenlerde nitelik önemli. Özetle daha yazar mıyım ve hangi konuda olur, bilemiyorum. Hesabım bile gizli.

Glutensiz beslenme sizin hayatınızı değiştirdi… Bu tarz beslenmeye başlamak isteyenlere ilk öneriniz ne olur?

Beslenme anlamında çok hatalar yaptığımı, “bu hastalık ömür boyu sizinle ama biz, ilaçlarla onu uyutmaya ve bu senelerinizi daha rahat geçirmenizi sağlayacağız” yaklaşımı sonucu yaptığım araştırmalarla ve çok geç fark ettim. Ve bugün kesinlikle emin olduğum bir şey varsa, ister romatizmadan söz edelim, ister tiroid veya başka bir otoimmun hastalık,  ne yediğimize göz atmadan ve eski alışkanlıkları değiştirmeden, iyileşmeye giden yolun en önemli kısmı eksik kalıyor. Düzenlenen tedavi ne olursa olsun.

Gözde büyütmemek ve mahrum kalmışlık hissiyle kendini hapsetmemek lazım. Glutensiz harika seçenekler var. Bir anda olmuyorsa kademeli olarak (belli öğünler özelinde) bile bırakarak çok fark görecekler. Üzmeden, yormadan… Ve tek değil, birden fazla sıkıntının yok olduğunu veya azaldığını görerek noktaları sonradan birleştirecekler… Bir zaman sonra, arada kaçamaklar olunca “şifa olsun” diyerek kendilerini hoş görecekler. Ben görüyorum ve kaçamakları seviyorum. Herkese bol şans!

 

WEB: http://glutensizdunya.com

Instagram: @glutensizdunyacom

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Must Read